Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Gebelik birçok açıdan yoğun ve yorucu bir süreçtir. Gebelikle birlikte vücutta fizyolojik olarak değişimler ve hormonal dönüşümler gözlemlenir. Bu sebeple gebelikler arasındaki süre çok iyi ayarlanmalıdır. İki doğum arasında annenin hem fizyolojik hem de psikolojik olarak hazır olması gerekir. Bu konuda yapılan araştırmalar ideal süresin en az 2 yıl olması gerektiği yönündedir. Ancak bu süre iki gebeliğin başlangıç tarihi değil, iki doğum arasındaki süredir. Anne adayının yaşı 35’den yüksek ise bu süre yarı yarıya düşebilir. Sebebi ise yaş ilerledikçe üreme yeterliliğinin azalmasıdır. Bu nedenle ilerleyen yaşlarda çok uzun süre beklemek faydalı olmayabilir.

Sezaryen ya da normal doğum arasındaki bekleme süresi arasında önemli bir fark yoktur. İki yöntemde de kadınlar diğer hamilelik için en az 2 yıl beklemelidir. Sezaryen doğumda meydana gelen kesiklerin dikişleri, normal doğumda özellikle rahim ve vajinanın deformasyonları iki yıllık bekleme süresi içinde iyileşeceğinden bu süre iki yöntem için de geçerlidir. Herhangi bir sorun ya da gebeliği ertelemeyi gerektiren bir durum yoksa 2 yıl sonra rahat ve sağlıklı bir gebelik yaşamak mümkündür.

Bir kadının yaşayacağı en zor anlardan biridir düşük. Psikolojik olarak ağır bir yük bırakır üzerine ve atlatma süreci hayli uzun sürebilir. Bir kadın fiziksel olduğu kadar psikolojik olarak da düşük sonrası tekrar gebe kalmaya hazır olmalıdır. Hazır olduğunu hissettiğinde ise bu durumu doktoruyla görüşmelidir. Eğer düşük 8.haftadan önce olmuş ve bu ilk düşük ise düşüğün tekrarlama olasılığı çok daha azdır. Böyle bir durumda anne adayı kısa süre sonra rahatlıkla gebe kalabilirler. 8.haftadan önce olan düşüklerden 2 ay sonra anne tekrar gebe kalabilir. Eğer düşük 8 haftadan sonra olmuş ise bu düşüklerin doktor incelemesi ve tahlillere ihtiyaçları vardır. Ancak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bir düşükten sonra tekrar hamilelik için 6 ay ara verilmesi gerektiğini önermektedir. Sebebi ise kadının yaşadığı zorlu süreci atlatıp tamamen diğer bebeğin düştüğünü kabullenmesi gerektiğidir. Bu durumda hem kişinin psikolojik durumu hem de doktorun izlenimleriyle bir yol haritası belirlenebilir.

Gerçek doğum ağrıları: 10 dakika içinde 2-3 kez gelen, 45-50 saniye süren, karında sertlik oluşturan şiddetli ağrılardır. Düzenlidir, sadece bir noktada hissedilmez; belde, kasıkta ve karında her noktada aynı şekilde hissedilir, şiddetleri giderek artar.

Anne arzu ettiği ve hastanenin imkanları elverdiği taktirde hiç ağrı duymadan da doğum yapabilir. Annenin ağrı hissetmemesi doğurması için bir engel teşkil etmez. Ağrısız doğum amacıyla anneye verilen ilaç uterus kasılmalarını bozmaz. Yalnızca her bir kasılma esnasında uterustan gelen ağrılı uyaranların beyne ulaşmasına engel olur. Anne kasılmaları fark eder fakat ağrı hissetmediği için rahat ve huzurludur.